Vietnam Halong Bay’de İnci Müzesi
Vietnam yolculuğumuzun son günlerinde başkent Hanoi’nin 170 km doğusunda bulunan Halong Bay’de güzel şeyler keşfetme fırsatı bulduk. Dünyanın 7 doğa harikasından biri olan ve eski ismiyle “Bay of Descending Dragons” (“İnişe Geçen Ejderhaların Koyu” ki bunun altında yatan hikaye ve mitolojieri sizinle paylaşıyor olacağım.) olarak bilinen Halong Bay, mavi ile yeşilin bir araya gelip oluşturduğu eşsiz doğa manzaralarına tanıklık etmeniz için mükemmel bir yer.
Biz de bu doğa harikasının tam ortasında bir cruise gemisinde 2 günümüzü hayatımızın diğer günlerinden farklı kılacak şekilde yaşadık. Zamanımızı daha sonra hatırlanabilecek anılarla doldurma şansı yakaladık. Zaten yaşadığımız her an bizim için özel iken, bir de yolculuğumuzun son gününde Singapur’a dönmeden önce okyanusun ortasına kurulmuş “Halong İnci Müzesi”ni ziyaret ettik.
İnci müzesi mi nasıl yani diye sorgulamış olabilirsiniz kendinizi. Bende sorgulamıştım çünkü… O ana kadar tek bildiğim çizgi filmlerde inci tanelerinin istridyelerin içinde beliriyor oluşuydu. Onun dışında, incileri sadece hediyelik kolyeleri birleştiren parçalar olarak görmüştüm. Her zaman yaptığımız gibi nasıl oluştuklarına, nereden geldiklerine kafa yorma gereği duymamıştım..
Bu konuda bilgili olanlar şu an “Ah be Burak, sende ne cahilmişsin” diye söylenebilirler, onlara da hak vermeden geçmiyor ve saygılarımı sunuyorum! 🙂
Yani demem şu ki, bilmiyordumki inci tanelerinin oluşması için tek yol yumuşakçalardı(istridye, midye ve diğerleri).
Biraz o zaman size bundan bahsedeceğim, incilerin nasıl oluştuğundan.. Bu istridye hayvancıkları, yazık yavrucuklar, bazen yabancı maddelerin içlerine girmesi sonucu kaşınabiliyor ve ciltleri yabancı tanecikler nedeniyle tahriş olabiliyor. Bu yabancı maddeler, kum tanesi, parazit veya kabuk her neyse artık istridyenin içine girdiğinde, ki benim tahminim ağzını açıp kapadığında şansa denk gelip giriyorlar..
Hah içine girdiğinde bu yumuşakçalarda bu kaşınmayı, tahrişi engellemek amacıyla içsel bir güdü olarak bu yabancı parçaların çevresinde kılıflar oluşturmaya başlıyor. Böylece bu madde zamanla kalınlaşıyor ve çeşitli katmanlardan oluşan yuvarlak bir biçim alıyor. Bu çevreleyen kılıflarda sedef adını verdiğimiz yani kimyasal adıyla kalsiyum karbonat oluyor..
Doğada bir istridyenin içinde inci oluşması için 2 ile 7 sene arasında zaman geçmesi gerekiyor; bu istridye türüne, suyun içerdiği tuz miktarına, suyun derinliğine ve ısısına bağlı olarak değişiyor. Ayrıca, her istridyenin içinden de inci çıkmıyor tabii ki, bu da oldukça küçük bir olasılık. Bu nedenle, doğal incilerden oluşan takılar hatırı sayılır derecede pahalı miktarlara satılıyor.
İşte bu inci müzesinde kültür incileri dediğimiz türden inciler üretiliyor. Hayvancıkların içerisine boncuklar(tam ne olduklarından emin değilim) yerleştiriliyor ve uygun ortam sağlanarak inci üretimi yapılmaya çalışılıyor. Öğrendiğim üzere, %33 gibi bir şansla istridyenin içinde inci oluşumu gerçekleşiyor.
Biz de tam bu noktada, fotoğrafta gördüğünüz üzere, bu olayı gözlerimizle görmek için grup olarak bir istridyenin içini açmak istedik.
Vee sonuç! Evet, şanslıydık ve bizim istridyemizin içinden inci çıktı! 🙂
Sol tarafta incinin yanında gördüğünüz de içine ilk koydukları boncuk tarzı bir parça. Böylece inci, parçanın etrafını çok daha hızlı ve kolay şekilde kaplayabiliyor.
Bizim incimiz beyaz ile gümüş arası bir renge sahipti. Hemen şu bilgiyi de vereceğim, siyah incilerin diğer inci renklerine oranla çok daha nadir bulunmaları onların çok daha pahalı ve değerli olmalarını sağlıyor.
Ek bir bilgi olarak da, Vietnam’daki Halong İnci Müzesine yolunuz düşerse eğer resimde gördüğünüz gibi bir kolyenin fiyatı 15.000.000 Vietnam Dongu’ndan başlıyor yani bu da 1500 – 2000 TL ‘ye denk geliyor.
Aklınızda bulunsun! 😉