March 20, 2016

Vietnam’da Sıradan Bir Günün Kazandırdığı Eşsiz Bilgelik!

Vietnam’da gerçekleştirdiğimiz 10 günlük gezimizin 7.gününde Hue şehrindeydik. Hoi An’dan buraya 2 saat önce gelmiştik ve kahvaltımızı yapıp hemen bir tura katılma kararı aldık. Tur içinde seçebileceğimiz 6 ya da 7 tane yer vardı, bunlardan bazıları tapınak, bazıları ev(5 elemente göre yapılmış), bazılarıysa mabetti. 4 tanesi gerçekten ilginçti, diğerleriyse Vietnam’da veya diğer Asya ülkelerinde her zaman görebileceğiniz türden yerlerdi.

Bir tanesi vardı ki, Hükümdar Minh Mang’ın mezarının bulunduğu 40’tan fazla yapıdan oluşan büyük bir alana kurulmuş etkileyici bir yer. Bu 40 yapıyı köşkler, saraylar ve tapınaklar oluşturuyor. Öyle köşk, saray dediğime de çok bakmayın hahah. 🙂  Mütevazı olanlarından

Nerede olduğumu anladıktan sonra dolaşmaya başlıyorum. Bir yapıyı geçtikten sonra başka bir tanesi başlıyor. Her seferinde biteceğini beklediğim halde başka bir yapı keşfediyorum ve gezinmeye devam ediyorum.

GezmekSanattir-Hue-Vietnam2

Huzuru rahatlıkla bulabileceğim bir ortamdayım, sol tarafımdan “Parfüm” adını verdikleri nehir akıyor. Ortam yemyeşil, nehrin rengi yeşil ve kahverengi arası…

Çok sessiz…

Her şey simetrik olarak tasarlanmış. Çok geniş alanlar var ve etrafta çok fazla nesne de olmadığı için gayet huzurlu hissediyorum…

GezmekSanattir-Hue-Vietnam3

Daha sonra arkadaşlarımla beraber hükümdar Minh Mang ile ilgili hikayeleri dinlemeye başlıyoruz.

Halkın çok büyük saygı gösterdiği bu hükümdarın mezarının, bu büyük bölge içerisinde yer aldığını ancak tam olarak nerede olduğunun bilinmediğini öğreniyoruz. Çünkü hükümdarı mezarına yerleştirmekle yükümlü askerler bu işlemi tamamladıktan sonra öldürülüyorlar. Sembolik olarak hükümdarın mezarını gösterdikleri bir yer var ancak mezarın gerçek yeri hala tespit edilmiş değil.

Buna benzer bir hikayeyi ilk duyduğumda çok şaşırmıştım açıkçası. Ancak tarihte buna benzer birçok hikaye mevcut!

Birkaç örnek vermek gerekirse;

18 Ağustos 1227 senesinde, Moğol İmparatoru Cengiz Han yaşamını yitirdikten sonra onu mezarına yerleştiren askerler de şehir merkezine döndüklerinde öldürülüyorlar. Anlayacağınız Cengiz Han’ın mezarının yeri de bilinmiyor.

Askerlerin kaderine yakın bir kaderi paylaşan bir abimiz de var Çek Cumhuriyeti’nden. Prag’ın meşhur astronomik saatini (dünyadaki en eski 3.astronomik saat) yapan bu abimizin de gözleri kral tarafından kör ediliyor.

Neden diye soracak olursanız, bu kadar güzel bir astronomik saati bir daha hiçbir ülkede yapamasın diye

Peki Vietnam’dan asıl öğrendiğim bu muydu? Hayır… (sıkın dişinizi anlatıyorum!)

GezmekSanattir-Hue-Vietnam5

“Ee peki ne öğrendin Vietnam’dan bu kadar ilginç??!” diye soracak olursanız sanatsever gezginler, bende soruya soruyla karşılık veriyor olacağım..

Yin & Yang filozofisi hakkında ne biliyorsunuz? Ne biliyoruz?

GezmekSanattir-Hue-Vietnam4

Hepimizin en azından bir sözü bildiği aşikar! 🙂

  • Her iyinin içinde bir kötü, her kötünün içinde bir iyi vardır.

 

Yin-Yang’ a göre, her şeyin birbirinden ayrılamaz iki karşıt kutbu var.

Gecenin içinde aydınlık ve sıcağın; gündüzün içinde de soğuk ve gölgenin bulunması; her sorunun, çözümü; sevginin, nefreti; eylemsizliğin, eylemi; savunmanın, saldırıyı barındırması gibi…

Bu karşıtlıklar Yin-Yang’ın temelini oluşturuyor. Bir durumu açıklarken her zaman yaşamın aslında iyi ve kötünün karışımından oluştuğunu görüyoruz.

Ancak, bu filozofiyi insan hayatına uygulamak o kadar basit değil, biraz daha derinlere inmek gerekiyor. İşte tam bu noktada, hükümdar Minh Mang’ın Yin-Yang’ı hayatına uygulamakta ne kadar başarılı olduğunu ve halkın bu yüzden de ona çok büyük saygı duyduğunu söylemek yanlış olmaz.

GezmekSanattir-Hue-Vietnam1

Hükümdar Minh Mang’a göre, bu filozofiyi yaşamınıza uygulayabilmeniz ve başarılı bir sonuç alabilmeniz için sakin kalmanız ve iyiyle kötüyü birbirinden ayırmaya çalışmanız gerekiyor.

Gelgelelim, bazı durumların içindeyken iyiyle kötüyü ayırmak o kadar da kolay olmuyor. Yaşadığımız hayatı düşünün! Algılayamadığınız, sorunların içinden çıkamadığımız dolu olayla karşı karşıya kalıyoruz. İnsanların iyi mi kötü mü olduklarını anlayamıyoruz, sorunların neden kaynaklandığını anlayamıyoruz ve daha da kötüsü bazı durumlarda hiç mantıklı çözümler üretemiyoruz.

Ancak, bir arkadaşımızın zor bir durum içerisinde ve yardıma ihtiyacı olduğunu varsayalım. Bize durumunu açıklayıp tavsiye almak istediğinde gerçekten berbat bir olayın içinde olsa bile biz ona tavsiyeler verirken zorluk çekmiyoruz. Sorunlarını çözebileceği, durumuna başka açılardan da bakmasını sağlayabilecek önerilerde bulunarak onu rahatlamak için bir şeyler söyleyebiliyoruz.

Bir de kendinizi düşünün, siz o durumun içine girdiğinizde olay nasıl oluyor peki? İyiyle kötüyü ayırmakta zorluk çekiyorsunuz değil mi? Çünkü sakin olamıyorsunuz ve duruma objektif bakamadığınız da bir gerçek. Ancak dışarıdan durumu gören ve inceleyen birisi gayet soğukkanlılıkla çözüm önerileri sunabiliyor size.

Şöyle düşünün!

Bir yerde oturdunuz ve sütlü bir kahve söylediniz kendinize. Kahveyi aldığınızda kahverengi olduğunu göreceksiniz. Aslında sütün beyaz ve kahvenin de siyah olduğunu biliyorsunuz değil mi? Ancak iyiyle kötü birbirine karıştı işte! Siz asla sütlü kahvenin hangi tarafının beyaz, hangi tarafının siyah olduğunu ayırabilecek bir konumda olmuyorsunuz.

İşte bu sizin bulunduğunuz durum…

Kahveyi hazırlayan kişi, sütün beyaz ve kahvenin de siyah olduğunun farkında. İyi ve kötüyü birbirinden ayırabiliyor, yani sadece o dışarıdan bakan kişi bunu görebiliyor.

Sizse iyinin ve kötünün farkına kolayca varamıyorsunuz…


Dipnot: Biraz felsefik bir gezi yazısı oldu özellikle sonları. 🙂 Vietnam’da bunu dinlerken çok etkilenmiştim. Siz ne düşünüyorsunuz?

Ayrıca, Yin-Yang konusunda eklemek istedikleriniz varsa yardırın abi, buralar hep sizin! 🙂